Boşuna İbadet
Öncelikle tapınmanın içsel özüne değinirsek, Pavlus, ruhsal tapınmayı şu sözlerle açıklıyor: ‘‘Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ruhsal tapınmanız budur’’ (Rom 12:1)
Tapınmanın içsel özü ile dışsal ifadesi arasında ayrım yapılmasının nedeni, İsa’nın Matta 15:8–9’daki sözlerine dayanmaktadır: ‘‘Bu halk dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak. Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.’’
İsa için böyle bir tapınmanın anlamı yoktur. Boşuna diye tanımlamasının nedeni de budur. Yürekten gelmeyen bir ibadet, boşunadır. Ne kadar çalıştığınızın veya kilisede hizmet ettiğinizin bir önemi yoktur. Her şey dışsalsa ve Tanrı’ya yürekten bir arzu yoksa gerçekten tapınamazsınız. Gerçek tapınmanın özü yüreğe dayanır.
Gerçek ibadet, Tanrı’yı her şeyden üstün tutmak veya O’na değer vermektir.
Doğru Düşünmek
O zaman şu soru akıllara gelebilir: Tapınmanın özü dediğimiz, yüreğin bu içsel ve tanrısal deneyimi nedir? İsa, Yuhanna 4:23-24’te bize şu yanıtı verdi: ‘‘Ama içtenlikle tapınanların Baba’ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor. Tanrı ruhtur, O’na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.’’
Ruhta tapınmanın bedende veya bedenle tapınmayla çelişmediğine dikkat edin. Bunun yerine gerçekte tapınmaya değinilir. Öyleyse gerçekte tapınanlar olmamız ne anlama geliyor? Doğru tapınma ve Tanrı’yı hoşnut eden tapınma, Tanrı’nın gerçekte nasıl olduğuna dair doğru bir zihinsel kavrayışa bağlıdır. Kendi yarattığımız bir puta tapıyorsak, aslında Tanrı’ya tapınmıyoruz demektir.
Sonsuz Değer
İkinci olarak, tapınma, Tanrı’nın yüce değerinin doğru bir ruhsal ya da duygusal yürek kavrayışına bağlıdır. Dolayısıyla gerçekte tapınma, Tanrı’nın doğasının doğru bir şekilde anlaşılmasına dayanır ve bu, Tanrı’nın değerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesidir.
Tabii ki, Tanrı sonsuz değere sahiptir. Dolayısıyla gerçekte tapınma, Tanrı’ya her şeyin üstünde değer vermek demektir.
İbadetin içsel özü, Tanrı’yı doğru bir şekilde anlayan aklın bilgisine, Tanrı’ya doğru bir şekilde değer veren yüreğin verdiği cevaptır. Tanrı’ya değer vermek, Tanrı’dan zevk almak, Tanrı’ya saygı duymak ya da Tanrı’dan memnun olmak ifadeleri de kullanılabilir. Tanrı’ya verilen tüm bu içsel tepkiler, O’nun sonsuz değerini ve güzelliğini yansıtır. İbadetin amacı, Tanrı’nın yüce değerini gözler önüne sermektir.
İbadetin İki Eylemi
O’nu gerçekten tanıdığımızda ve O’na olması gereken değeri verdiğimizde Tanrı’ya gerçekte tapınırız. O halde, ibadet kelimesi Yeni Antlaşma’da ‘değeri’ ifade eder. Bu içsel değer, ağızdan çıkan sözler (övgü ve tövbe eylemleri) ile bedenle, ellerle ve ayaklarla yapılan sevgi eylemleri olmak üzere iki temel yolla görünür hale gelir:
İbraniler 13:15-16 söyle der: ‘‘Bu nedenle, İsa aracılığıyla Tanrı’ya sürekli övgü kurbanları, yani O’nun adını açıkça anan dudakların meyvesini sunalım. İyilik yapmayı, sizde olanı başkalarıyla paylaşmayı unutmayın. Çünkü Tanrı bu tür kurbanlardan hoşnut olur.’’
Bu iki ayet ‘kurban’ kelimesiyle başlar ve biter. Elbette burada kurban ifadesi, Eski Antlaşma’ya vurgu yapmaktadır. Şimdi ise Mesih’in kurbanı aracılığıyla bizlere verilen kurtuluşa sahibiz. Mesih aracılığıyla hayatımızda iki şey kurbanlar haline gelir: Adına iman eden dudakların meyvesi; ilahi söylemek, dua etmek, tövbe etmek ve itirafta bulunmak için sunulur. İkincisi ise, eylemlerimizin meyvesidir.
İyilik yapmayı, sizde olanı başkalarıyla paylaşmayı unutmayın. Çünkü Tanrı bu tür kurbanlardan hoşnut olur.
Tapınan Bir Yürek
Öyleyse kardeşlerim, Tanrı’nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı’yı hoşnut eden birer kurban olarak sunun. Ruhsal tapınmanız budur. (Rom.12:1)
Başkalarını severek ve Tanrı’ya güvenerek sürdürdüğümüz yaşam, Tanrı’nın değerini her şeyden üstün göstermekte ve günlük hayatımızda bizi ibadet edenlerden kılmaktadır.
Kısacası, ibadetin özü, Tanrı’yı gerçekten tanıyarak, O’na değer vererek, O’na şükrederek ve O’ndan zevk alarak, Tanrı’yı dünyevi her türlü arzunun üzerinde tutarak yürekten karşılık vermektir. Tanrı’daki bu derin, esenlik dolu ve sevinçli tatmin, dudaklardan övgü sözleriyle ve Mesih uğruna başkalarına hizmet etmede kanıtlanabilir sevgi eylemleriyle taşar.
KAYNAKÇA: https://www.desiringgod.org/interviews/what-is-worship